Bâd-i Sâbâ - 2 (II.Selim)
Kan aktığı günden beri can-ı tenimizden,
Yakut fer almış denilir madenimizden
Biz bülbül-i muhrik dem-i gülzâr-ı firâkız,
Ateş kesilir geçse sabâ gülşenimizden.
Anladığım kadari ile manâsı: İlk beyit aşağı yukarı anlaşılabilir. İkinci beyti: Ayrılık gülbahçesinin, içinin aşk ile yanması sebebiyle nefesi ateş gibi olan bülbülleriyiz ki eğer bu gül bahçemizden sabahın latif, serin rüzgarı geçecek olsa ateş kesilir..
Bir üniversite hocasının ( ismini şuan hatırlamıyorum) bir divana bedel diye övdüğü Sultan II.Selim'e ait bu beyit için Yahya Kemal 'Bir beyti bir de câmi-i mâ’mûru var' demiştir.
İlk beytine yalnız bir yerde rastladım fakat ikinci beyit oldukça yaygın. İlk beyitte geçen "gülzar" kelimesi yerine bazı kaynaklarda "şekva" geçiyor. Ben hem gülzar kelimesinin anlam bütünlüğü sağladığını düşündüğüm hem de divan şiirine çok hizmeti geçmiş değerli prof. dr. İskender Pala'nın Aşina Güzeller kitabında gülzar diye geçtiği için bu halini yazdım...
Yakut fer almış denilir madenimizden
Biz bülbül-i muhrik dem-i gülzâr-ı firâkız,
Ateş kesilir geçse sabâ gülşenimizden.
Anladığım kadari ile manâsı: İlk beyit aşağı yukarı anlaşılabilir. İkinci beyti: Ayrılık gülbahçesinin, içinin aşk ile yanması sebebiyle nefesi ateş gibi olan bülbülleriyiz ki eğer bu gül bahçemizden sabahın latif, serin rüzgarı geçecek olsa ateş kesilir..
Bir üniversite hocasının ( ismini şuan hatırlamıyorum) bir divana bedel diye övdüğü Sultan II.Selim'e ait bu beyit için Yahya Kemal 'Bir beyti bir de câmi-i mâ’mûru var' demiştir.
İlk beytine yalnız bir yerde rastladım fakat ikinci beyit oldukça yaygın. İlk beyitte geçen "gülzar" kelimesi yerine bazı kaynaklarda "şekva" geçiyor. Ben hem gülzar kelimesinin anlam bütünlüğü sağladığını düşündüğüm hem de divan şiirine çok hizmeti geçmiş değerli prof. dr. İskender Pala'nın Aşina Güzeller kitabında gülzar diye geçtiği için bu halini yazdım...