Çarşamba, Kasım 25, 2009

Püsküllü Bela

Bu bloga bir şeyler yazmamın bir sebebi kendim için bir arşiv oluşturmak diğer bir önemli sebebi ise okuduğum kitaplarda yer alan ilginç sayılabilecek ve internet ortamında ulaşılması pek mümkün olmayan bilgilerin internet ortamına taşınması böylece herhangi bir arama motorunda yapılan bir arama ile arayan kişin karşısına çıkması. Aşağıdaki iktibas da bu misyona bir misaldir.

Bernard Lewis, sayfa 142’de saray vakanüvisi Lütfi’den “püsküllü bela” tabirinin kaynağını şu şekilde aktarmaktadır.

Şu ana kadar, düzenli birliklerin ve devletin genel olarak tüm hizmetkârları ve tebasının feslerine taktıkları püskül bükülmemiş ipekten yapılmaktaydı. Rüzgâr, yağmur ve benzeri nahoş etkilerin yol açtığı zarar nedeniyle püsküllerin her gün taranması kaçınılmaz bir mecburiyet haline gelmişti. Püskülleri taramak için çoğunlukla Yahudi oğlanlar bugünün ayakkabı boyacıları gibi sokakta, çarşıda “püskülünüzü tarayalım!” diye bağırarak dolaşırlar ve bu yolla para kazanırlardı. Kadınlar da taranmış püskülleri tepesi kalıpla düzleştirilmiş feslere takıyorlardı; başlarının üstünde daha kolay dursun diye fese bir tel yerleştiriyorlar ve fesin üstüne de kâğıt yerine gümüş bir tabaka koyuyorlardı. Bu ipekli püsküllere çok isabetli bir biçimde insanlar tarafından püsküllü bela adı takılmıştı. Bundan dolayı hem siviller hem de askerler için epeyce sıkıntıya yol açtığından, komutanların, subayların ve ordu mensuplarının feslerinin tepesine tespit ve tayin edilen ağırlıkta örme püskül taktırmalarına, askeri törenlerde ferahi adı verilen yuvarlak metal tabaka biçiminde rütbe işaretlerinin takılmasına ve diğer sınıflardan olanların da ipek püskül yerine örme püskül kullanmasına karar verildi.

Etiketler: ,

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home