Avrupa'da Yahudiler
İsviçre’nin bir referandum ile minare inşası yasaklaması ülkemizde de birçok haklı tepkiye sebep oldu. Bunun üzerine kendi kültürümüze yüzünü buruşturarak bakan, kendi tarihimizi yabancı kaynaklardan okuyarak anlamaya çalışan (ki birçokları buna dahi tenezzül etmezler. Öyle ya geçmişimizde öğrenmeye değer ne vardır ki...) bazı sözde aydınlarımız “durun! İsviçre’ye çamur atacağınıza kendi tarihinize bakın da islam toplumlarındaki zimmîlerin ne çektiğini görün” diyerek karşı atağa geçtiler. Bazılarına vaziyetin hiç de sandıkları gibi olmadığı ehil kişilerce ispat edildi. Bense yine Avrupa’da 18. Yüzyılda Yahudilerin vaziyetini Avrupalı bir kaynaktan aktarıyorum*:
Çoğunlukla aşağılanıyor, kendilerinden korkuluyor ve nefret ediliyorlardı. Sonuçta Yahudiler vaktiyle İsa’yı öldürmüşlerdi... İmparatorluk kenti Viyana’da bile Yahudiler, bir gettoda kendi yaşamlarını sürdüremiyorlardı. Kent kapılarından geçerken özel bir gümrüğe tabiydiler, yüksek hoşgörü ücreti ödemeleri gerekiyordu. Sarı bir benekle işaretlenmiş özel giysiler giymekle yükümlüydüler ve sadece kendilerine ayrılmış evlerinde oturmak zorundaydılar ve önlerinden geçen dini alaya pencerelerinden bakmaları kesinlikle yasaktı. Herkese açık yerlere girmek, tiyatro ve konserlere gitmek onlara yasaklanmıştı. Değişik biçimlerle hemen her yerde böylesi sınırlamalara tabiydiler. Çoğunlukla onlara toprak sahibi olma izni verilmediğinden, tam da başka etkinliklere muhtaç olmuşlardı.
Yahudiler Batı Avrupa’da daha özgürce hareket ediyorlardı. Her zaman özel bir yasaya bağlı olsalar da 15. Yüzyılda İspanya’dan sürülenler Felemenk’e, İngiltere’ye ve çeşitli ticaret kentlerine yerleşebilmişlerdi.
*Ulrich Im Hof, Avrupa’da Aydınlanma, Literatür Yayınları, 2004
Çoğunlukla aşağılanıyor, kendilerinden korkuluyor ve nefret ediliyorlardı. Sonuçta Yahudiler vaktiyle İsa’yı öldürmüşlerdi... İmparatorluk kenti Viyana’da bile Yahudiler, bir gettoda kendi yaşamlarını sürdüremiyorlardı. Kent kapılarından geçerken özel bir gümrüğe tabiydiler, yüksek hoşgörü ücreti ödemeleri gerekiyordu. Sarı bir benekle işaretlenmiş özel giysiler giymekle yükümlüydüler ve sadece kendilerine ayrılmış evlerinde oturmak zorundaydılar ve önlerinden geçen dini alaya pencerelerinden bakmaları kesinlikle yasaktı. Herkese açık yerlere girmek, tiyatro ve konserlere gitmek onlara yasaklanmıştı. Değişik biçimlerle hemen her yerde böylesi sınırlamalara tabiydiler. Çoğunlukla onlara toprak sahibi olma izni verilmediğinden, tam da başka etkinliklere muhtaç olmuşlardı.
Yahudiler Batı Avrupa’da daha özgürce hareket ediyorlardı. Her zaman özel bir yasaya bağlı olsalar da 15. Yüzyılda İspanya’dan sürülenler Felemenk’e, İngiltere’ye ve çeşitli ticaret kentlerine yerleşebilmişlerdi.
*Ulrich Im Hof, Avrupa’da Aydınlanma, Literatür Yayınları, 2004
Etiketler: Avrupa, isviçre, minare yasağı, Yahudiler
0 Comments:
Yorum Gönder
<< Home